17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğü (TEM) Daire Başkanlığı’na getirilen Ünal Acar, istifa etti.

“Davaların daha fazla uzamaması gerekçesiyle, özel yetkili mahkemelerin imtiyazlarının alınmasını, ama yeniden yargılamayı yine bunların yapmasını teklif ettiler. Olacak iş değil. Sizin de belirttiğiniz gibi, aynı zihniyet yargılayacaksa ne anlamı var?”

Bugün farklı eğilime dikkat çekeceğim. Gül-Gülen cephesindeki. Yine olgulara dayanacağım. İşin özeti: İslamcı cenahta yeni gelişmeler var. Cemaat, Gül’den kuşkulanıyor. Erdoğan’la uzlaşmaya başladığını düşünüyor. Son haftalarda hafiften duyuyordum. Şimdi açıkça dillendiriliyor.

Başbakan Erdoğan, Haziran Halk Hareketi sırasında bir yakınının türbanlı gelininin Kabataş’ta 80-100 kişilik üstleri çıplak, elleri eldivenli bir grup tarafından taciz edildiğini iddia etmişti. Hatta hem kendisi hem de kurmayları günler geçtikçe öyle ileriye gitmişti ki, o grubun bebeği de taciz ettiğini, bebek arabasını parçaladığını, gelinin üzerine idrar yaptığını bile ileri sürmüşlerdi. Kuşkusuz Erdoğan hiçbir inandırıcılığı olmayan bu iddiayı,“Dolmabahçe camisinde içki içtiler” iddiasıyla birlikte gündemde tutarak, iki şeyi hedeflemişti:

Ergenekon davasının en tartışmalı deliliydi, ancak adli emanette kırıldığı açıklandı. 51 numaralı DVD'deki bazı belgelerin Özel Kuvvetler Komutanlığı'na ait olduğu öğrenildi. Bu bilgiyi skandala dönüştüren ise Genelkurmay'ın konuyla ilgili yazıları... Mahkemeye 51 numaralı DVD ile ilgili "istihbarat ve soruşturma yok" diye yazı yazan Genelkurmay'ın belgelerin çalındığını gizlediği ve olayı soruşturmadığı ortaya çıktı.

Odin, Vikinglerin, bütün Cermenlerin, hattâ bütün Avrupalıların tanrısı. Od, Türklerde ve Moğollarda da Yer ve Ateş Tanrısıdır. Odin, Kuzey Avrupa’ya belki de tanrı/hakan olarak veya tanrıçanın oğlu olarak geldi. Bilindiği gibi Asya’da ve başka coğrafyalarda, ilk krallar aynı zamanda tanrıydı. Örneğin Bilge Kağan’ın oğlunun adı Tengri Kağan idi.1 Odin’in daha o zamandan ateş veya yer tanrısının adını taşımış olması ciddî bir olasılıktır. Türk mitolojisinde ateşin (od) kendisi bir tanrıçadır.2

AKP-Cemaat kavgası. Erdoğan, saldırı hazırlığını tamamlamak üzere. Evet, hamle yapıyor. Henüz gol yollarına değil. Savunmayı tahkim için. Orta hakemi değiştirdi ya. Yediği golleri iptal ettirmeye başladı. *** Eski hakim ve savcılar gönderildi. Yeniler getirildi ya. 17 Aralık tutukluları bırakılıyor. “Kutucu müdür” de serbest. İçeri alınmaları yol kazasıydı. Tahliye: AKP normali. Nedense: 4.5 milyon doların iadesi unutulmuş.

Doğu Perinçek’in “Er mektubu görülmüştür” yazısı sonrasında o “erleri” tanımak istemiş ve gerekli yasal başvuruları yaptıktan sonra Maltepe Askeri Cezaevi’ne gitmiştim. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Küçük ve yine İşçi Partili değerli arkadaşım Haydar Keskin’le birlikte askeri cezaevine yaptığımız bu ziyaret sırasında, önce kapıda CHP milletvekili Kadir Öğüt ile ardından da bizden sonra gelen Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin’le karşılaştık. Anlaşılan Doğu Perinçek’in “er mektubu görülmüştür” yazısı başka gönüllere de işlemişti...

Sevindirici olan, bizim Meclis'imizde bu sporun ( henüz ) rağbet görmemesi. Yoksa ( Allah korusun ) " Vatan - Millet uğruna her türlü itilip kakılmaya, dayağa, uzuvlarını kaybetmeye... katlanan " muhalefet büyüklerimizin " Meclis'teki oranı ne duruma gelirdi ?

Kuşkusuz hem Öcalan hem de devlet değişti. Ancak bizim başlıkta bu soruyu sormamızın nedeni, etkisi bakımından hangisinin daha çok değiştiğinin önemli olmasıdır. Hatta şöyle bile diyebiliriz: Öcalan’ın değişmesinin çok önemi yok, asıl olan devletin pozisyonudur; nereden nereye geldiğidir, Öcalan’la ilişkisinde nasıl konumlandığıdır...

Aydınlık'ın 8 yıl önceki haberleri 'Tayyip'ten El Kadı'ya şirketler zinciri' başlıklı haberiyle, bugün tartışılan Fatih Saraç-Tayyip Erdoğan, Yasin El Kadı-Erdoğan ilişkilerine medya gözlerini kapatmışken, belgelere dayanarak mercek tutmuştu.

" ARSLANIM " bir sistemle yönetiliyoruz. Vekillerimiz, KOÇ gibiler, maaşallah. Dayak üstüne dayak yiyor, çıt çıkarmıyorlar. Her ne kadar CEYLAN derisi kaplı koltuklarda otursalar da sırtları, MANDA derisi kadar dayanıklı. Bir de EŞEK anırdıkça asılsız dedikodular yayan biri ! var. İşte o biri, posta GÜVERCİNİ kadar etkili. Güvercinler tedavülden kalktı ama olsun. O, bir yolunu buldu. Miting alanları, medya, telefon...

Tuhaf bir zayıflık: “Böcek” araması için çok geç değil mi? Biz muhalif gazeteciler bile duyuyorduk. Emniyet’teki Cemaatçi ekibin Erdoğan’ı dinlediğini. *** Neyse, Emniyet ekibi geliyor. Ofis dipten bucağa kontrol ediliyor. Rapor veriyorlar: “9 böcek var. Ne yapalım?” Verilen cevap: “Teşekkür ediyoruz. Tamamdır. Hiç dokunmayın.” Emniyet ekibi: “Başüstüne” deyip gidiyor. *** Ardından MİT ekibi çağırılıyor. Emir: Böcek araması yapılacak. Onlar da işlerini yapıyor. Verdikleri rapor farksız: “9 böcek var. Ne yapalım?” Cevap aynı: “Hiçbirine dokunmayın.” Teşekkürle gönderiliyorlar.

Kendi itiraflarından öğreniyoruz: devlet içinde devlet ve devlete karşı devlet var; yani paralel devlet... Hatta birbirine paralel üç devlet, üç otorite var; AKP, Cemaat ve PKK... 12 yıldır bazen üçü yan yana olarak, bazen ikisi kol kola girerek devleti, ülkeyi, milleti, kurumları böldüler, paylaştılar...

Yurdum insanının bir bölümü tarafından bilinir. Son 5 yıldır Akdeniz - Ege bölgelerinde "turistik" belgeli otellerimizin bir kısmı " Helal Otel " kimliği kazandı. " Helal turizm şirketleri " ne müracaat edip, " Helal grup "larla birlikte " Helal uçak " ya da " Helal otobüs " lerle seyahat edip, " Helal yiyecek ve içecekler " eşliğinde 15 günlük tatil yapma olanağına kavuşuyorsunuz.

Memleketi çok götürüyor ! Sokakta yürürken hiç tanımadığınız biri, elinize bir kağıt sıkıştırıyor. Açıp bakıyorsunuz, koca bir fotoğraf ve altında uyarı... ... Aha bu adamı seç ! Niye ki ..? dersiniz diye, kısa başlıklarla merakınızı gidermeye çalışmışlar. " Belediyecilik, bu adamın işi..." ( Eyvallaaaahhh... )

AKP ve Cemaat’in pozisyonu değişmedi. “Uzlaşmak yok. Mücadeleye devam.” Silahlar da hâlâ aynı. Hükümet tayinlerle Cemaat’i kısıtlamış gözüküyor. Sonuçta, hâlâ savunmada. Cemaat’e biçtiği elbiseler ağır: “Örgüt, çete, casus, Haşhaşiler...” Fakat suçlamaları yargıya taşıyamadı. İki ihtimal de zaaf işareti. Ya: Hazırlığı yok. Ya da: Cemaatin elindekilerden ürküyor.

Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?