Patrondan izin almak gerek.
İyi de, gitmeyin... derse, ne yapacağız ? Şapa oturduğumuzun resmidir.
Kontrat imzalanmış, avans alınmış. Yarın sabah yola çıkılacak.
'Yine bir yerleriniz kaşındı değil mi lan ? Yerinize adam koyun bari'
'O işi hallettik patron. İnan ki, bizi aratmayacaklar'
'Aratmayacak adamları bulsaydım, sizin burada ne işiniz vardı?'
'Sağ ol patron. Bir ricamız daha var...'
'Söyle'
'Cebimizde harçlığımız yok. Şöyle bir kıyak yapsan da...'
'Ulan, pişkinliğin de bu kadarı be. Hem işi bırak git, hem de para iste. Neyin karşılığı bu avans..?'
'Yahu patron. Dönüp geleceğimiz yer, kürkçü dükkanı'
Neden avans istiyoruz ? Geri döndüğümüzde işimiz garanti olsun diye.
Topladık enstrümanları, sabah, yolcuyuz.
Benim klavye ( org ) tam bir bela. Taşımak için iş makinesi gerekiyor.
Güç bela, yanımıza bir kişi daha alıp ( elbette iş yerinden ) taşıdık, bir yere bıraktık. Yarın, yine taşınacak.
Ertesi gün yine aynı zorluklarla, bu kez turne otobüsünün olduğu yere taşıdık. Çalışmamız gerek, çünkü daha 35 gün, günde en az 2 kez taşınacak.
Sağlam müzisyenlerdik doğrusu.
Araba yola çıktığında notalara şöyle bir bakar, sahneye çıkıp, çalardık.
Çoğu solist orkestra elemanlarını sorar, deli Necmi ile 7 numara Engin varsa 'Yeter. Gerisini sayma' derdi.
Yine de ben ( deli Necmi ) bir pot kırmadan duramazdım.
Örneğin; on yıl öncesine dek klavye sehpam olmadı. Her turnede sahneye 'ütü sehpası' kurdum.
Devam edecek.
23.2.2023. PRŞ