Dünyanın başına bela olduğu (sözde) keşiften beri ABD yönetimine getirilen “başkan” sıfatlı şahıslara bir göz atın. Ya seri katil, ya sapık, ya da ileri derecede psikopattırlar.

Ortak özellikleri ise ( dünyanın birçok ülkesinde görüleceği gibi ...) “görev adamı” olmalarıdır.

Trump ...

Vaz geçtik seçim propaganda sürecinde yaşananlardan, başkan olduktan sonrasında olanlara / söylemlerine bir bakınız. Yahudi lobisi tarafından kendisine dikte edilenleri “birebir tekrarladığını” göreceksiniz.

Batı Asya ( Orta doğu ) coğrafyasında yaşanan vahşet, günümüzden binlerce yıl öncesine dayanıyor. Kudüs’ün 3 büyük din açısından önemi, medeniyetin / bilimin çıkış ve yayılma noktası olması, bölgenin yeraltı ve yerüstü kaynakları açısından zenginliği, Asya kıt’asına geçiş noktası oluşu ... bu coğrafyanın başını sürekli olarak belaya sokmuştur.

Emperyalist - siyonist işbirliği, bölge kaynaklarını ele geçirmek, Orta ve uzak Asya politikalarında kullanılmak üzere bölgede (kalıcı olarak) yerleşmek konusunda anlaşmış, Tevrat’ta geçtiği iddia edilen “vadedilmiş topraklar” vurgusunu baz alarak “Büyük İsrail Projesini” sahneye koymuşlardır. 11 Eylül vahşeti, bu projenin “abd - israil işbirliğiyle sahnelenmiş ama, başarıya ulaşamamış” ilk gösterimidir.

Öyle ya, Tevrat yoluyla Tanrı tarafından insanlara gönderilen emirlere/vaadlere kim karşı durabilir ki ?

Kim mi ? RTE ...

“Van münüt” yani.

Hem de, “Mavi Marmara”

“Tanımazuk ...” diyor. Göreceğiz.

“İslam İşbirliği Örgütü’nü toplantıya çağırıyor” Arkası gelirse, akıllıca bir hamle olabilir. Yine de düşünmek gerek. Bölge ülkelerinin yöneticilerine pek güven olmaz.

İslam coğrafyasında dinsel ögeler her ne kadar (siyasiler tarafından) ustaca kullanılsa da Hristiyan ve Yahudiler, bu konuda bizimkilere nal toplatırlar.

Bu arada, farkında mısınız ?

“Rusya, ŞİMDİYE DEK bu konuda bir tek kelime bile etmedi”

11 Eylül sonrası Büyük İsrail Projesini başarısız kılan ŞİÖ ülkelerinin Kudüs’ün statüsü hakkında söyleyecekleri bir şeyler de vardır herhalde.

N T S.