Önce ağabeylerimizi, ablalarımızı aldılar.

Yıllarca içeride çürüttüler, dayak, işkence... ve sonunda idam.

Neyle suçlandılar..?

Anayasa'yı tağyir, tebdil, ilga.

Bilinir ki gerçekte onlar, Anayasa'nın eksiksiz uygulanması için, Türkiye'nin tam bağımsız, sosyal, Anayasal bir hukuk devleti olması için canlarını ortaya koydular.

Sonra dostlarımızı, kardeşlerimizi, yoldaşlarımızı aldılar.

Yine mahpusane, dayak, işkence, kayıp, idam...

Ne yazıyordu iddianamede ?

Anayasa'yı tağyir, tebdil, ilga, vs...

Yine, tam tersi.

Sonunda, sıra bize geldi.

Önce, ağır ceza.

Neydi suçlama ?

Halkı silahlı isyana teşvik.

Hem de TBMM'nin, AYM'nin kapısında.

Silah mı ?

Sloganlar - pankartlar.

Sonuç ; Beraat.

Ama, C. Bşk. hakaretten tutturdular, yattık.

Günümüzde tarikat - cemaat vakıfları, Milli eğitim bakanlığı ile anlaşmalar imzalıyor, paramiliter örgütler tedhiş eğitimi veriyor ve iktidar tarafından ordu muamelesi görüyor. Üstelik "şeriat devleti kuracaklarını, anadili Arapça olarak değiştireceklerini söylüyor, devletin silahlarını ( hükümetin bilgisi dahilinde ) terör örgütlerine sattıklarını açıklıyorlar.

Diğer yandan, Cumhuriyet - Atatürk düşmanı sözde imamlar fetva yayınlıyor, 6 yaşındaki çocuklara tecavüz, kadın özgürlüğü, kadın cinayeti, eğlence, çalışma hayatı, eğitim, inanç yaşam tercihi, vs. hakkında ahkam kesiyorlar.

Öyle ki ; ülkenin bir çok yerinde cadde - sokak ayaklanma çağrısı yapıyorlar ama, karışan görüşen yok

Muhalefet, bir başka sorun.

Adamın biri çı9kıp, "Anayasa'dan Türklük kavramını kaldıracağız..." diyor.

Bunu, bir zamanlar biri daha söylemişti de o, şimdi C. Bşk. oldu.

Makam atlamanın bir yolu olsa gerek.

146 / 1, ( her ne kadar unutuldu ise de ) bir tek bizler için mi geçerliydi ?

Bunca yaşam, bunun için mi alındı ey hukuk uzmanı üstatlar ?

Ama, sizler de haklısınız.

Eğer yargı, Anayasa ve yasaları tanımayan birilerinin iki dudağı arasına hapsolduysa yaşananlar, normaldir.

NTS. 16.1.2023. PTS.