• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
BELGESEL / FİLM
SİLİVRİ DAVALARI
AKP - PKK
YASA - HUKUK - ADALET
ORTADOĞU - BOP
YOLSUZLUKLAR
AKP - İHANET
AKP ANAYASASI - BAŞKANLIK SİSTEMİ
2.NCİ DÜNYA SAVAŞI BELGESELİ. ( KİMİ BELGELER " YANLI " OLSA DA, İZLEYİN. GÜNÜMÜZE IŞIK TUTABİLİR. )

Büyüklere Masallar

Büyüklere Masallar

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, adına Osmanlı İmparatorluğu denilen bir devletin başında yabancılarla işbirliği yapmış bir sultan ve bir de onun sadrazamı Damat Ferit Paşa varmış. Bunların etrafında da bir sürü sırmalı paşa bulunurmuş. Padişah her ağzını açtığında ‘Evet efendim; hakk-ı aliniz var efendim’ derlermiş. Bu paşaların hiçbiri savaşa girmemiş, ama sırma üstüne sırma, rütbe üstüne rütbe almışlar. Bu paşaların evleri varmış, yalıları, konakları varmış.
Gün olmuş, gök gürlemiş, gök çatlamış Kemal Paşa derler bir yiğit kişi çıkmış demiş ki: ‘Ey satılmışlar, alçaklar, namussuzlar, sizler kimin paşalarısınız?..’
Sonra atlamış bir eski vapura, geçmiş Anadolu’ya. Anadolu’da insanlar açmış, çıplakmış, yoksulmuş. Kemal Paşa bir satılık sultanı, sadrazamı, paşaları düşünmüş, bir de Anadolu’daki insanları… Sonra çıkarmış üstünden sultanın sırmalarını, geçirmiş kafasına bir boz kalpak. Demiş ki, ‘Yiğit olan halkının yanına!..’
Ankara’da toplanmış bir taş binada yiğitler. İstanbul’dan gelen subaylar, ‘Sensin kumandan’ demişler Kemal Paşa’ya; önünde saf saf olmuşlar. ‘İstiklali tam!..’ demiş Kemal Paşa, sonra gözleri çakmak çakmak ‘Ya istiklal, ya ölüm!..’ demiş; yürümüş düşman üstüne.
O sırada İstanbul’da beyler konuşurlarmış: ‘Bu gök gözlü paşa bolşeviktir, padişahımız efendimize karşıdır.’ Hemen ordular düzenlemiş mutlan, başına da Aznavur adlı bir eşkıyayı geçirmiş. Aznavur gidedursun Kemal Paşa’nın üzerine, İstanbul’da İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurmuş Padişah. Yanında da sadrazam ve satılık paşaları… demiş ki, ‘İşte medeniyet, işte dostluk…’ Balolar verilmiş İngiliz subaylarına. İngilizce, Fransızca konuşan cici bayanlar vals yapmışlar işgalcilerin balolarında.
O sıra Kemal Paşa; harbe gidermiş düşman üstüne. Uyku nedir bilmezmiş. ‘Biz zavallı bir halkız, emeği sömürülen bir halkız’ diye ha babam çekermiş kılıcı. Yanında paşalar varmış Kemal Paşa’nın, yiğit, namuslu, korkusuz…
İstanbul’daki paşalar düşünmüşler demişler ki, bu Sarı Paşa burada kalsaydı; padişaha damat olsaydı, bir de Harbiye Nezaretine Nazır olur, hizmet ederdi padişah efendilerine. Çok dostları gelmiş Kemal Paşa’nın yanına. ‘Yapma, etme’ demişler. Kemal Paşa dinler mi!.. Nuh demiş, peygamber dememiş. Çünkü Kemal Paşa inanmış bir kez. ‘Ben’ demiş, ‘Sultanın satılık Paşası değilim. Ben halkımın subayıyım.’ Sonra lanet etmiş İstanbul’dakilere.
O sıra bir de Kürt Nemrut Mustafa Divanı kurmuş sultan. Nemrut Mustafa, bir insafsız, bir gaddar cellatmış. Danışmış Padişahın paşalarına, dayamış cezaları Kuvayi Milliyecilerin üzerine. Amma korkmamış ki Kuvayi Milliyeciler!.. Büsbütün birleşmişler, büsbütün keskinleşmişler. ‘Biz’ demişler, ‘Halkın ordusuyuz, Kemal Paşa bizim başımız.’ İstanbul’dan kaçan, koşmuş Ankara’ya asker elbiseleriyle; saf saf olmuşlar Kemal Paşa’nın yanında. Sonra hep birlikte konuşmuşlar, sonra hep birlikte planlar yapmışlar; sonra yiğit Anadolu halkıyla koşturmuşlar atlarını. Korkmamışlar. ‘Bize mi kaldı!..’ dememişler. Sonunda bizi asarlar diye düşünmemişler. ‘Erkek olan dönmez er meydanından’ demişler. Bir güçlü, bir güçlü olmuşlar ki, ne Padişah fermanları, ne Aznavur orduları, ne de Yunan’ın, İngiliz’in, Fransız’ın ordusu bana mısın dememiş. Sultanın sırmalı Paşaları İstanbul’da bekler dururlarmış. Bazıları da rütbe alırmış ihanetleri için. Padişahın sırmaları yetmemiş bir de yabancıların şirketlerine ortak olmuş bu satılık paşalar. İngilizler tünel mi açacaklar, aracı olmuşlar. İngilizler madenleri mi istiyorlar, hemen gidip Padişahtan izin çıkarmışlar. İhanetleri ve korkuları büyümüş de hanlarına, konaklarına sığmamış.
Kemal Paşa gidiyormuş düşman üstüne. Gece yok gündüz yok… Elindeki silahı da yetmezmiş Kemal Paşa’nın. Bırakır mı Anadolu Halkı insanı tek başına!.. Geçmişler çekicin başına. Kamalar yapılmış, kılıçlar yapılmış. Kemal Paşa hep kendi halkının silahlarına güvenmiş. Bir gün dememiş ki yabancıların silahlarını alıp; bu silahlara hükmeden paşalar olalım. Halkına güvenmiş, işçisine köylüsüne güvenmiş.
Kemal Paşa girmiş bir eylül günü İzmir’e. Yerle bir olmuşlar İstanbul Paşaları. Sonra tarih yazmış; Vahdettin haindir… Damat Ferit satılıktır… Paşalar uşaktır… Ve halk unutur mu Kemal Paşasını, söylemiş tabii türküsünü:
Askerinle bin yaşa Mustafa Kemal Paşa / Salla bayrağı düşman üstüne / soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne…


(Devrim, 5 Ocak 1971)
Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam536
Toplam Ziyaret1417456
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.009019.0852
Euro20.707520.7905
Hava Durumu
YAZILAR - DUYURULAR
TGB - DEVRİM
AKP - CEMAAT
SEÇİMLER
KÖŞE YAZILARI
YAZI DİZİSİ