• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
BELGESEL / FİLM
SİLİVRİ DAVALARI
AKP - PKK
YASA - HUKUK - ADALET
ORTADOĞU - BOP
YOLSUZLUKLAR -SATIŞLAR
AKP - İHANET
AKP ANAYASASI - BAŞKANLIK SİSTEMİ
2.NCİ DÜNYA SAVAŞI BELGESELİ. ( KİMİ BELGELER " YANLI " OLSA DA, İZLEYİN. GÜNÜMÜZE IŞIK TUTABİLİR. )

Kim Uğraşacak ?

Kim Uğraşacak ?

Bütün anneler babalar, çocuklarının politika ile uğraşmalarından yakınır. Bu “şikâyet kutusu”na, yakın dostlar, hısım ve akraba da birer mektup atmayı ihmal etmezler.
- Evladım bak artık annenin yüreğine inecek…
- Senden başkası yok mu bu işle uğraşacak?
- Ben seni ne kadar severim bilirsin. Elimde doğdun. Hapisteyken gözüme uyku girmezdi…
Anneler ve babalar, haklı olarak çocuklarının sakin bir yaşam sürmesini isterler. Oğlan şöyle, uslu uslu fakültesini bitirsin, askerliğini yapsın, bir de hanım hanımcık bir kızla evlensin.. tamam. Nasıl olsa bir iş bulur. Karı koca gül gibi geçinirler. Kız aileleri de benzer biçimde düşünürler: Efendiden bir koca bulsun, evlensin. Etliye sütlüye karışmasın. Öyle yaşayıp gitsinler. Yakında çoluk çocuğa da karışır. Damat Amerika’da okumuş bir mühendis olursa, “saadet zinciri” iyiden iyiye sarar bütün aileyi. Damat, kayınpeder, kayınvalide, gelinler, görümceler, kaynanalar, günlük dedikoduların kısır çemberinde hep birlikte dönüp dururlar.
- Ah oğlum ben seni bugünler için mi doğurdum?
- Sen asıl bize sor çektiklerimizi…
- Âlemin yüzüne bakamaz olduk…
- Geçenlerde biri yüzüme komünistin annesi dedi. Nasıl üzüldüm.
Anne ve babalar, ister istemez oğullarını ve kızlarını “azdıran” bu yola “sürükleyen” bir başkasını suçlarlar hep:
- Ben o adamdan hep şüphelenirdim. Olur, olmaz zamanda arardı. Bizimki kendi halindeydi… Hep o aşıladı bu fikirleri. Ona bir şey olmadı.
-Hep gelir bizimkine solcu kitaplar verirdi…
Oğul, anne ve babayla tartışınca bu kez bir adım geri adım atılır:
- Oğlum ben size haksızsınız demiyorum. Ama hep en önde sen mi gideceksin. Bilirsin deden de Milli Mücadele’de Anadolu’ya silah kaçırırken yakalanmıştı da…
Sonra biraz kızınca:
- Hep toplum toplum diyorsun. Biraz da aileni düşünsene…
Çocuklar cezaevine girip çıkmışlarsa, aile içinde bir “rehabilitasyon” çalışması başlar. Çocuğu, o eski havadan uzaklaştırmak için anneler ve babalar tarafından gizli planlar yapılır. Çocuklarının topluma küstüklerini sanan aileler bu küslüğünü gidermek için çare bulurlar. Akla gelen çarelerden biri çocuklarını evlendirmektir. Yaşlı aile dostları da aynı önerileri ileri sürerler:
- Sen bir başgöz et. O kendi kendine düzelir…
Oğlanın ya da kızın aklında “solcu” sevgililer varsa, bu tür anne ve babalar için en büyük “felaket” işte budur.
- Nerden buldun bunu… diye yakınırlar. Sanki oğlan olmazsa kız solcu olmayacak, hapse girmeyecek ya kız olmazsa oğlan, işi gücü bırakıp devrimcilik yapmayacaktır. Suçu bir başkasına atmak sorumluluğu bir başkasına yüklemek sanki çocuklarının kendilerince de suç sayılan davranışlarını unutturacaktır.
Anne ve babaları bu şartlanmalardan kurtarmak belki kolay değildir. Çocuklarını, rahat ve mutlu görmenin, sadece alışılmış küçük burjuva yaşantısıyla mümkün olacağına inanmışlardır. Onların anneleri ve babaları da böyle düşünmüşler ve çocuklarını da böyle düşünmeye zorlamışlardır.
Fakat anne ve baba duygusallığında hesaplanmayan bir nokta var: Çocukları mutluluğu kendi seçtikleri yolda buluyorlarsa onlara karışmak ve yol göstermenin bir yararı oluyor mu? Ya da oldu mu şimdiye kadar?
Bütün anne ve babalar, çocuklarının bu işlerle uğraşmasını istemezlerse, bu işlerle, yetimhaneden yetişenler mi uğraşacaktır sadece?

(Yeniortam, 17.8.1974)
Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam1106
Toplam Ziyaret1492477
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar20.648820.7315
Euro22.042722.1311
Hava Durumu
YAZILAR - DUYURULAR
TGB - DEVRİM
AKP - CEMAAT
SEÇİMLER
KÖŞE YAZILARI
YAZI DİZİSİ