• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
BELGESEL / FİLM
SİLİVRİ DAVALARI
AKP - PKK
YASA - HUKUK - ADALET
ORTADOĞU - BOP
YOLSUZLUKLAR -SATIŞLAR
AKP - İHANET
AKP ANAYASASI - BAŞKANLIK SİSTEMİ
2.NCİ DÜNYA SAVAŞI BELGESELİ. ( KİMİ BELGELER " YANLI " OLSA DA, İZLEYİN. GÜNÜMÜZE IŞIK TUTABİLİR. )

Türban ve Cilbab

Türban ve Cilbab


Bugünkü konumuz yılan hikayesine dönen “türban”
Bu konudaki kavram kargaşasını önlemek için öncelikle bu alandaki kavram ve ilkeleri yerli yerine oturtmak gerekir
“Türban”, aslında bir erkek başlığıdır Prenslerin ve Hint rahiplerinin başlarına sardıkları türban, Osmanlı sultanları ve vezirlerince de kullanılırdı
Bir erkek başlığı olan türban, zamanla kadınlarca da kullanılmıştır
YÖK Başkanı Prof İhsan Doğramacı, türban kavramına bir yenisini eklemiştir:
- Modern türban!
Türbanın da; “modern türban”ın da Kuran-ı Kerim’de yeri yoktur Nur Süresi’nin 31 ayeti ile Ahzab Süresi’nin 55 ve 53’üncü ayetlerinde kadınların nasıl örtünecekleri anlatılır
Ahzab Süresi’nde “türban” değil “cilbab” sözcüğü geçer
“Cilbab” kadınları başlarından topuklarına kadar örten örtü demektir
“Cilbab”, Türkçede “çarşaf” anlamına gelir
İslami kurallar uygulanacaksa, genç kızların başlarına “türban” sarmaları yetmez, fakülte ve yüksek okullara “cilbab” ile gelmeleri gerekirSayın Doğramacı, “cilbab”a da elbette “zaman ve zemine uy¬gun” bir ad bulur!
“Modern cilbab” gibi örneğin
Yükseköğrenim kurumlarında öğrencilerin kılık ve kıyafetleriyle ilgili düzenlemeler yapmak üzere 30 Aralık 1982 günü bir genelge çıkarılmış, bu genelgelerde öğrencilerin, “Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun, uygar, aşırılığa kaçmayan şekilde sade kıyafetli olmaları” istenmiştir
Danıştay 8.Dairesi, 20.12.1983 tarihinde verdiği 33/2788 sayılı kararında “Aydın, uygar ve cumhuriyetçi gençler yetiştirmekle görevli eğitim kurumlarının bazı kurallarının öğrencilere uygulanması doğaldır” diyerek, öğrencilerin türban ve çarşaf ile fakülte ve yüksekokullara gelmeleri yolu kapatmıştır
Yükseköğrenim kurumları, Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nde 8 Ocak 1987 günü yapılan değişiklikle üniversite ve yüksekokullarda “Çağdaş kıyafet ve görünüm dışındaki bir kıyafet görünümünde bulunmak” yasaklanmıştı
Türban kavgası, bu noktada da durmadı 2547 sayılı yasa 18 Kasım 1988 tarihinde yapılan bir ek ile “İnkılap kanunlarına aykırı olmamak üzere kılık ve kıyafet” serbest bırakılmış, bu yasa değişikliği Cumhurbaşkanı Evren tarafından anayasaya aykırı görülerek bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmiştir Bu gelişmeler üzerine Başbakan Özal, konunun “genelge” ile çözümleneceğine ilişkin bir açıklama yapmış; bu açıklama, YÖK Başkanı Doğramacı tarafından “emir telakki edilerek” disiplin yönetmeliğinde bu doğrultuda değişiklik yapılmış ve 4 Aralık 1988 günlü bu yönetmelik değişikliği ile kız öğrencilerin, “Dini inançları nedeniyle saçlarını ve boyunlarını kapatmaları” serbest bırakılmıştır
Dini inançlar nedeniyle saç ve boyun “türban” ile nasıl örtülecektir?
İslami dini inançlar nedeniyle saçlar ve boyun, ancak ve ancak “cilbab” ile örtülür “Cilbab”ın da ne “moderni” olur ne “çağdaşı!”
Türkiye’de yıllardır gerici ve tutucu çevrelerce Atatürk ilkelerine karşı bir savaş veriliyor 12 Eylül askeri rejimi ile ekilen tohumlar yeni yeni yeşeriyor Zorunlu din dersleri ile din eğitimi tarikatların ellerine verilirken, tarikat şeyhleri ve müritlerinin cenazeleri, Cumhurbaşkanı’nın da imzaladığı Bakanlar Kurulu kararnameleri ile kaldırılıyor
Arabesk-liberal anlayış içinde devlet, Türk-İslam sentezi kadrosuna teslim ediliyor Bununla da yetinilmiyor; bir ucu “Rabıta” adlı şeriat örgütüne, öteki ucu Başbakan’ın kardeş ve ANAP il başkanlarına kadar uzanan para imparatorluğu, toplumun her kesimini adım adım kuşatıyor
Öğretim Birliği Yasası yok ediliyor
Kara Harp Okulu’nda okutulan “Atatürkçülük ve inkılap tarihi dersleri”nde “Hızır Nebi İnancı”, “Nevruz”, “Kırklama” ve “Cemre düşmesi” gibi sorular sorulabiliyor
Cumhurbaşkanı Sayın Evren’e orduevlerindeki “dini sakal ayrıcalığının” Atatürk ilkelerinde ve inkılap kanunlarındaki yerini de -sıra gelmişken- sormak isterdik Evet, “devrim” elbette tepeden inme bir zor olaydır Atatürk devrimleri de hiç şüphe yok, “tepeden inme” yöntemlerle gerçekleşmiştir Bugün ise “tek parti yöntemleri” ile devrimleri savunmak ve yaşatmak olanağı yoktur Bu yüzden bugün üniversite düzeninin yasaklarla kurulacağına hiç inanmıyoruz
İnanmıyoruz, ama “türban” denilince özgürlük ve demokrasi şampiyonu kesilenlerin sıra 1402 sayılı yasa ile üniversiteden devlet zoru ile uzaklaştırılan öğretim üyelerine gelince, nasıl binbir dereden su getirdiklerini de acıyla izliyoruz!
“Türban olayı” bir din sömürüsü olayıdır
Türbanlı genç kızları öne süren din sömürücüleri, Bakan Hasan Celal Güzel’in katkıları ve Prof Doğramacı’nın sihirbaz hüneri ile bir yeni zafer kazanmışlardır
Bugün türban, yarın cilbab, öbür gün fes
Çağdaş uygarlık yolunda çarşaf ve türbanla “güzel, güzel” ilerliyoruz!

Uğur Mumcu
(Cumhuriyet, 6 Aralık 1988)
Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam1010
Toplam Ziyaret1492381
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar20.648820.7315
Euro22.042722.1311
Hava Durumu
YAZILAR - DUYURULAR
TGB - DEVRİM
AKP - CEMAAT
SEÇİMLER
KÖŞE YAZILARI
YAZI DİZİSİ