VAHŞETİN ULUSLAR ARASI ADI “ABD” ( 3 )

                      2.nci paylaşım savaşının sonunda abd’nin Hiroşima ve Nagasaki’ye attığı ve 200 bine yakın insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarca insanın sakat kalmasına, bugün bile Japonya ve çevresinde engelli doğumlara yol açan Atom Bombaları hakkında abd. li yetkililerin değerlendirmeleri şöyle;

                      “ Japonya topraklarının işgali ihtiyacını ortadan kaldırmak ve böylece binlerce amerikan askerinin hayatını kurtarmak için Japonya’yı vurduk…”

                      Bu yanıttan bir anlam çıkarabilecek kadar gelişmiş, süper  beyin taşıyan biri var mı acaba ?

                      Oysa  Japonya hükümeti, teslim şartlarının  içeriği hakkında görüşmek için toplanmıştır ve karar alıp imparatora sunmak üzeredir. Japonya, tarihinde ilk kez gelenek dışı bir karara imza atmak üzeredir.

Bir diğer yandan abd, Sovyetler birliği ile “ Japonya’ya iki yönden saldırıp, Japon ordusunu kıskaca alıp, zayıf düşürmek “ konusunda anlaşmıştır.

Saldırının başlamasından kısa bir süre önce Sovyetler, abd’nin Hiroşima’ya atom bombası attığını duyunca öfke nöbetleri geçirmişler ancak abd tarafı, bombalama olayının savaşı kısa sürede bitireceğini savunmuştur. Oysa gerçek; Asya kıtasında Sovyet ve Çin egemenliğine gem vurmaktır.

 Yıllar sonra abd’li yetkililer, Japon yetkililerin teslim şartlarını görüştüklerinden habersiz olduklarını açıklamış ve yapılan vahşetin üzerine set çekmişlerdir. Amaç ; dünya toplumlarını abd’nin gücü hakkında bilgilendirmek, “örnek imparatorluk” diye adlandırdıkları Roma İmparatorluğu kadar acımasız, gaddar olduklarını ispatlayıp, korku ve kaosa yol açmak, yeni bombanın etkisini sınamak ve Rus’ların, abd tanrısının ( ! ) gücünü hissedip, bundan korkmasını sağlamak…tır.

                    abd, 1939 yılından beri İngiltere’ye gizli ve açık yollardan savaş malzemesi göndermekteydi. Tıpkı bu gün sözde “savunma” adına dünyanın bir çok ülkesine gizli yollardan silah sattığı gibi. İngiltere’nin savaşa dahil olmasıyla birlikte, okyanusta yol alan Kızılhaç amblemi taşıyan gemilerin hemen hepsinde tam donanımlı abd askerleri ve tanklar, toplar, uçaksavar – tanksavar sistemi, kasalar dolusu mühimmat, uçak parçaları görebilirdiniz. Bunlar, abd’den İngiltere’ye, Kızılhaç aracılığı ve Vatikan parası karşılığında gönderilen malzemelerdi. Alman U. Boat’ ları  bu gemileri torpillemişlerdi ama abd – Yahudi ortaklıklı film şirketleri,  “ailesini savaşta kaybetmiş çocukları abd’ye getirmekle görevli Kızılhaç gemisine Nazi saldırısı…” haberini yapmakta hiç te tereddüt etmemişlerdi ( Tıpkı 1.nci Körfez saldırısı öncesi Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak güçlerinin Kuveyt’teki bir hastaneyi ateşe verip,tüm hastaları yakarak ya da kurşuna dizerek öldürdükleri yolundaki haberleri CNN’de yayınlatmaları gibi. Tıpkı, CNN kanalında canlı yayına çıkıp, kendisini hemşire olarak tanıtan, ölümlere nasıl şahit olduğunu gözyaşları içinde anlatan ve sonradan yine CNN kanalı tarafından “ hemşire değil, o yıllarda Bağdat’ ta görev yapan İngiliz büyükelçisinin kızı olduğu…” açıklanan şahıs olayında olduğu gibi.)

                           Pearl harbor baskını ne kadar doğru..?

Bence, bu konuda da dünya toplumu yalanlarla uyutulmakta. abd’nin Yahudi elitlerinin ve sözde ordu komutanlarının hiç birinin, donanmanın en güçlü gemilerinin ( ayrım gözetmeksizin ) topyekün Pearl Harbor limanına demirlemesine ses çıkartmamaları sizce de garip değilmi ?

                           Baskından günlerce önce Japon mini denizatlılarının limana girişleri, çıkışları liman komutanlığına bildirildiği halde dikkate alınmaması ve es geçilmesi ne derece akla yatkın ? Üstelik, bu denizatlılardan birinin yolladığı torpil, limanda demirli bir abd savaş gemisine az da olsa zarar vermişken.

                         Baskından saatler önce Japon uçakları tespit edilmiş ve ( abd istihbaratının açıklaması ) görevli subay, bu uçakları abd uçakları sanmış.

                         Açıkçası; abd’li yetkililer, kuruluş   yıllarından bu yana tüm dünya halklarını kandırmayı sürdürmektedirler. abd yöneticileri, abd anayasasında yer alan “ abd yasaları ve uluslar arası yasaların çakışması halinde, abd yasaları esas alınır…” maddesine dayanarak, haklı ya da haksız, doğru ya da yanlış, tüm dünya toplumlarına karşı saldırılarına devam etmektedirler.

                                                   Necmettin Tanju SÜAR.

                                                   7 ŞUBAT 2010 / PAZAR.

                                                             ALANYA.